Van TV’de Orhan Olgun ile Ekstra Gündem programına konuk olan
Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, ilçeye dair projelerini
anlatarak ilk etapta sosyal ve yeşil alan projelerini hayata geçireceklerini
söyledi. Esenyurt’u 21. yüzyıla yakışır bir ilçe haline getireceklerinin altını
çizen Başkan Özer, burada rantçı değil halkçı ve örnek bir belediyecilik inşa
edeceklerini vurguladı.
Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, Van TV ekranlarında
yayınlanan Orhan Olgun ile Ekstra Gündem programının canlı yayın konuğu oldu.
Esenyurt’tan yapılan yayında ilçeyle ilgili vizyon projelerini anlatan Başkan
Özer, ilk süreçte ilçede 10 yeni park ve 5 kreş açacaklarını söyledi. Esenyurt’taki
rantçı anlayışı değiştireceklerinin altını çizen Başkan Özer; “Kapılarımıza
‘rüşvet alan da veren de melundur’ yazacağız. Bunları ortadan kaldırmamız
lazım. Evet, bir kent rant yaratır ama bu rantı halka dağıtmanız gerekiyor, birinin
cebine değil. Dolayısıyla bir kente gittiğinizde o kentin yolları düzgünse, binalar
düzgün dizilmişse, hava koridorları ve kent meydanları varsa o kent sağlıklı ve
gelişmiş bir kenttir. Rant halka dağıtılmıştır. Bu yüzden biz Esenyurt’u
yolları düzgün, binaları çürük dişler gibi dizilmemiş, hava koridorları olan,
parkları ve bahçeleri olan, kent meydanları olan, kadınların, çocukların rahatça
gezebilecekleri yerlerin olduğu, mutluluk ve refah düzeyinin yüksek olduğu bir
yer haline getireceğiz” dedi.
“Tüm Esenyurt’un Belediye Başkanıyım”
Programda ilk olarak adaylaşma süreci ve seçim döneminde yaptığı
çalışmaları anlatan Prof. Dr. Ahmet Özer şöyle konuştu: “Esenyurt 57 ilden, 7
büyükşehirden daha büyük bir ilçe. Resmi nüfusu 1 milyon, gayri resmi nüfusu
1,5 milyon. Dolayısıyla bu büyüklükte olan bir ilçeyi 35 günde gezmek ve halkla
kucaklaşmak durumunda kaldım. Günde 18 saat çalıştım. Bazen 20, bazen 25
program yapıyorduk. Biz Esenyurtluları sevdik, onlar da bizi sevdi. Zaten Esenyurt
bana göre Türkiye’nin kaderinin mühürlendiği bir ilçe. Sebebi şu; Esenyurt
küçük bir İstanbul, İstanbul ise küçük bir Türkiye. Dolayısıyla Esenyurt’u
kazanan İstanbul’u kazanacak. İstanbul’u kazanan da Türkiye’yi kazanacak. O
nedenle Türkiye’nin seçiminin kaderi Esenyurt’ta mühürlenmişti. Biz bu mührü
burada kırmak durumundaydık. Bütün Türkiye’nin de gözü kulağı, diğer partilerin
de ilgisi Esenyurt’a oldu. Halkımız burada 10 buçuk puan fark yaratarak kara
propaganda yürütenlere en büyük şamarı vurdu. Çünkü ben o halktaki ilgiyi gördüm.
Ben, Esenyurt’u gelip kucakladıktan sonra bizimle projelerini yarıştıramayanlar
telaşa kapıldılar. Projelerimiz, bilgimiz ve birikimimizle öne çıktıktan sonra
Esenyurtlular iyi ki bu aday geldi ve bizi kucakladı dedi. Kesin bir zaferle
bizi seçtiler. Ben bize oy vermiş vermemiş bütün Esenyurt halkına teşekkür
ediyorum. Ben artık sadece bana oy verenlerin değil, bütün Esenyurt’un belediye
başkanıyım.”
“Örnek Bir Belediyecilik Modeli İnşa Edeceğiz”
Esenyurt’ta örnek bir belediyecilik modeli inşa edeceklerini
belirten Başkan Özer, “Seçildiğim günden beri de bayram seyran demeden günde
17, 18 saat çalışmalarımı sürdürüyorum. Çünkü halkımız sözünü söyledi bize
teveccüh gösterdi. Şimdi söz söyleme sırası bizde. Bizimde sözümüzü söyleme
biçimimiz hizmet olacak. O yüzden beyaz bir sayfa açtık. Bu beyaz sayfayı
birlikte yazacağız. Esenyurt’a hizmet edeceğiz. Esenyurt’a örnek bir
belediyecilik modeli inşa edeceğiz. Esenyurt’un birçok sorunu var. Birincisi
bir kere hızlı yapılaşma meydana gelmiş. Özellikle 30, 40 yıl içerisinde büyük
bir nüfus akınına uğramış. Bu hızlı nüfus artışı vahşi bir kentleşme meydana
getirmiş. 2004’ten sonra Ak Parti yönetiminde burada neredeyse hiç yeşil alan
bırakılmadan bir yapılaşmaya gidilmiş. Dolayısıyla Esenyurt, adeta betondan
kulelere çevrilmiş durumda.
Ben sosyolog ve kent uzmanı olduğum için Esenyurt’u gezdikten ve
bu tabloyu gördükten sonra dedim ki; ben Esenyurt olsaydım acaba nasıl dile
gelirdim. Çünkü Esenyurt, bir zamanlar yemyeşil, her tarafı bağ bahçe olan bir
yer. Kısa sürede bu hale geliyor. Daha çok aç gözlü kurtlar gibi kentin
rantlarına saldırılıyor ve insan odaklı değil beton odaklı bir yapılaşmaya
gidiliyor. Şöyle dile gelirdim: ‘Benim adım Esenyurt. Genç ve güzeldim. Bir
tarafım yeşil bir tarafım maviyle çalkalanırdı. Sonra birileri geldi,
birileriyle birlik oldu ve benim ak göğsüme beton kuleleri dikti. Soluğum
kesildi, kör oldum. Bağırdım, duyan olmadı. Artık bana güzel diyen yok
biliyorum. Hoşça kal güzel kentim, hoşça kal Esenyurt’um.’ Ama tam bu noktada
biz yetiştik. Bu makus talihi Esenyurtlularla birlikte yenmeye çalışacağız.
Demek ki birinci ana sorunumuz; kent planlamasından kaynaklanan çarpık
yapılaşma ve bu yapılaşmanın getirmiş olduğu ulaşım problemi. Bununla beraber
bir park ve otopark problemi ortaya çıkmış. Bu üçlü aslında bir paket olarak
düşünüldüğünde Esenyurt’un en önemli ana sorunlarından diye düşünebiliriz” diye
konuştu.
“Burayı Bir Silikon Vadisi Haline Getirmek İstiyorum”
İlçenin ikinci ana sorununun insan kaynağıyla yani eğitim ve
sağlıkla ilgili sorunlar olduğuna dikkati çeken Başkan Özer şu ifadeleri
kullandı: “Mesela Türkiye’nin en büyük ilçesinde çocuklarımız 60, 70 kişilik
sınıflarda okuyor. Koca ilçede 1 tane devlet hastanesi var. Şimdi çağımız
kalkınma çağı. Kalkınmanın en değerli kaynağı insan. İnsanı değiştirip
dönüştürmenin en etkili yolu ise eğitim-öğretim ve sağlıktır. Bu iki şeyi
yapmadığınız takdirde siz geleceğinizi kendi ellerinizle heba etmiş olursunuz. Maalesef
Esenyurt bağımlılık ve kadın cinayetleriyle anılmış. Bunlar küçük de olsa
reyting uğruna büyütülmüş. Hatta bazıları buraya ‘Esencılıs’ adını takmış.
Esenyurt bunu hak etmiyor. Biz hemen bu durumu düzelteceğiz. Ayrıca bizim çevre
ve ekolojiyle ilgili sorunumuz var. Dünyada kişi başına düşmesi gereken yeşil
alan miktarı 10 metrekare ama burada 72 cm. Bizim bunu mutlak suretle çözmemiz
lazım.
Esenyurt enlerin şehri. En büyük, en çok göç alan şehir. Mesela
Esenyurt’ta 101 tane dil konuşuluyor. 81 ilden insan burada yaşıyor. Ülkenin ve
dünyanın dört bir yanından buraya göç olmuş. Esenyurt küçük bir Birleşmiş
Milletler gibi. Dolayısıyla ben bu bağlamda baktığımda bir medeniyetler
buluşması gibi diyorum. Güzel enlerimiz de var. En çok fabrikanın olduğu yeriz.
İstanbul sanayisinin yüzde 25’i Esenyurt’ta, Türkiye’nin GSMH’nın yüzde 6’sını
burası karşılıyor. Fakat bu hiç gündeme gelmemiş. Bu nedenle bir ‘Matematik Köyü’
projem var. Burayı bir silikon vadisi haline getirmek istiyorum. İlçenin güçlü
yanlarını geliştirdiğimiz takdirde zayıf yanlarını üretimi artırarak, katma
değeri yüksek ürünler üreterek ortadan kaldırabiliriz.”
“Gençler Bizim Geleceğimiz”
İlçede gençlerle ilgili de önemli projeleri hayata geçireceklerini
söyleyen Prof. Dr. Ahmet Özer, “Burası en fazla genç nüfusun bulunduğu bir
ilçe. Ama biz gençliğimizi kahve köşelerine, bağımlılığa kurban etmeyeceğiz.
Onları oradan çekip alarak hem nitelikli üretim gücü haline getireceğiz hem de
istihdam edeceğiz. Eğitimlerine ve sağlıklarına da katkıda bulunacağız. Gençlerimiz
bizim geleceğimiz. Kendi gençliğine sahip çıkamayanların asla bir geleceği
olamaz. Ayrıca Esenyurt kadın nüfusunun en yoğun olduğu ilçelerden biri. Kadın
varsa hayat vardır. Bizim kadınla ve gençlikle ilgili projelerimiz var. Bunlar bizim
kırmızı çizgilerimiz. Orta Doğu ülkelerini gezdikten sonra laikliğin bizim için
ne kadar önemli olduğunu gördüm. En başta kadının üretim sürecinde önü açık. O
ülkelerde kadın var ama üretimde önü kapalı. Hâlbuki siz kadına olanak
verirseniz o, ülkeyi ileri götürebilecek en önemli potansiyellerden biridir.
Bizim bu potansiyelimiz var ama yeterince kullanamamışız. Şimdi onun önünü
açacağız” şeklinde konuştu.
“Hayalim; Esenyurt’u Barış ve Kardeşlik Şehri Haline Getirmek”
Esenyurt’u barış ve kardeşlik şehri haline getirmek istediğini
belirten Başkan Özer şunları ekledi: “Güçlü yanlarımızı kullanarak negatif
yanlarımızı kısa süre içerisinde ortadan kaldıracağız. Bu anlamda ben Esenyurt
halkına hep şunu söyledim. Benim bir hayalim var; Esenyurt’u bir barış ve
kardeşlik şehri haline getirmek. Çünkü Esenyurt’ta 81 ilden insan yaşıyor. Kürt
var, Türk var, Alevi var, Çerkez var… Ayrıca dünyanın dört bir yanından gelmiş
insanlar var. Bütün bu insanları bir barış ve kardeşlik projesi içerisinde bir
araya getirirsek, bu projeyi aynı zamanda Türkiye’ye hediye edersek Türkiye’nin
birikmiş sorunlarının da önünü açabiliriz. Mesela Türkiye’nin yıllardır
çözülmemiş bir Kürt sorunu var. Bunun çözümünde belki de Batı’dan başlayarak
Doğu’ya gidebiliriz.”
“43 Mahalleye Kreş Yapacağız”
İlçede 30 binden fazla konut mağdurunun bulunduğunu ve bu sorunların
çözümüyle ilgili bir ekip oluşturduğunu söyleyen Başkan Özer, ilçenin iptal
edilen imar planlarıyla ilgili çalışmalar başlattıklarını ifade etti. Başkan
Özer, “Hem yapılaşmayla ilgili sorunları çözüp hem de ilçedeki sosyal projelere
ağırlık vereceğiz. Mesela kreşler açacağız. İlk etapta 5 kreşle başlayacağız,
sonra 43 mahallemizin de hemen hepsinde kreş açacağız. Anneler işe, çocuklar
kreşe gidecek. Nüfusumuzun yüzde 15’i emekli. Onlarla ilgili yaşam evi
yapacağız. Yaşlılarımızla ilgili geriatri merkezi projemiz var. Çünkü kendi
yaşlısına bakmayan bir toplum kendi geleceğini kendi eliyle mahvetmiş olur”
dedi.
“Üretim Mekanizmalarını Hayata Geçireceğiz”
İlk etapta kentin öncelikli ihtiyaçlarına cevap verecek projelerin
yapımına başlayacağını vurgulayan Başkan Özer, “Mesela bir aşevi projemiz var.
Onu bir an önce hayata geçirip kent lokantaları açmayı planlıyorum. İnsanlar
açken, karnı doymazken devlet de sosyal devlet olmaktan çıkmışken bu sosyal
projeleri belediyeler yerine getirmeli. Mesela Esenkart’ımız var. Yarından
itibaren Esenyurt’taki ihtiyaç sahibi vatandaşlara bunu dağıtıyoruz. Onlar bu
kartla kendi ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Mesela kadınlarla ve engellilerle
ilgili projelerimiz var. Kadınlarla ilgili üretim mekanizmalarını hayata
geçireceğiz. Onlar ürettiklerini belediye aracılığıyla kazanca dönüştürerek ekonomik
özgürlüklerini kazanacaklar. Bütün bu sosyal projeleri hayata geçirdiğimizde
buradaki insanları bir nebze de olsa rahatlatacağız. Ayrıca bizim yenidoğanlara
hoş geldin bebek setimiz var. Yine bizim okula giden dar gelirli ailelerin
çocuklarına beslenme setimiz var. Öğrenci yurtlarımız, burslarımız ve kırtasiye
yardımlarımız var. Önce belediyede kadrolarımızı oluşturup sonra da bunları
hayata geçireceğiz” şeklinde konuştu.
“Kültür ve Sanata Çok Büyük Önem Veriyorum”
Esenyurt’u kültür ve sanat şehri haline getireceğine dikkati çeken
Başkan Özer, “Kültür ve sanata çok büyük önem veriyorum. Burayı kültür ve sanat
şehri yapmak istiyorum. Bu anlamda yerel sanatçılara destek sağlayacağız.
Altyapı, ulaşım, köprüler, yollar, parklarla ilgili büyük vadilerle ilgili
çalışmalarımız var. Bugün 10 mahallemizde park yapılmasıyla ilgili talimat
verdim. Biz aynı zamanda millî sporcular yetiştiren bir belediyeyiz. Dün
Mersin’de yapılan triatlon yarışlarında dünya şampiyonu ilçemizden çıktı. Biz
özellikle kentlileşmeyi sağlayabilmemiz için iki şeye önem vermek zorundayız.
Biri kültür ve sanat, diğeri de spor faaliyetleri. Tesis altyapısı olarak bunu
yapacağız hem de altyapıdan başlayarak şampiyonlar yetiştireceğiz. Sosyal
projeleri, yeşil alan projelerini en acil projeler olarak görüyorum, hemen
hayata geçireceğiz. Kültür-sanatla ilgili festivallerimizi sürdüreceğiz ve yeni
festivaller yapacağız. Yani çok büyük laflar edip hiçbir şey yapmamak yerine
mütevazi olup taş üstüne taş koyacağız. Esenyurt’a dokunacağız. Esenyurt’un
sorunlarını kademeli olarak çözeceğiz ve Esenyurt’u 5 yıl içerisinde herkesin gururla
Esenyurtluyum diyebileceği bir kent haline getireceğiz” ifadelerini kullandı.
“Daha Adil Daha Eşitlikçi Ve Erişilebilir Bir Belediye Olacağız”
İlçedeki rantçı anlayışı değiştireceklerinin altını çizen Başkan
Özer şöyle devam etti: “Üretimi artırarak katma değeri yükselteceğiz. Bunu
toplumsal barış içerisinde yapacağız. Yeşil bir Esenyurt, yaşanılabilir bir
Esenyurt, yoksulun olmadığı bir Esenyurt yaratacağız. Kardeşlik ve barış şehri
olacak burası, huzur kenti olacak. Tüm bunları kadrolarımızla yapacağız.
Çalışan herkesin başımızın üzerinde yeri var, kimsenin ekmeğiyle oymayacağız.
Kadrolarımızın liyakatli, disiplinli, saygılı olmasına bakacağız. Halk onun
velinimetidir. Bugün git yarın gel demeyecek. Bu belediye kimsenin babasının
malı değil. Belediye başkanı halkın parasıyla halka hizmet eden kişidir. Bunu
bir minnet aracına dönüştüremez. Bugüne kadar sanki halka bir lütufta bulunuluyormuş
gibi hizmet yapılmış. Daha adil daha eşitlikçi daha kapsayıcı ve erişilebilir
bir belediye olacağız. Halkımıza üstten bakmayacağız. Tevazu içinde olacağız.
Meclis üyelerimiz, başkan yardımcılarımızla sahada halkımızın yanında olacağız.
Halkı ilgilendiren işlerde sıfır tolerans ile çalışacağız. Her ihtiyaçlarını
karşılayacağız. Çünkü halkın belediyesiyiz. Biz halkın parasıyla halka hizmet
etmeye gelen insanlarız. İki şeyin peşindeyim; birincisi halkın gönlünün
profesörü olmak. İkincisi ise bu geçici dünyadan geçip giderken halkının
gönlünde bir yer edinmek. Bizim burada yapacağımız hizmetler aynı zamanda
Türkiye’nin yararına olacak.”
“İBB İle Ortak Çalışmalar Yürüteceğiz”
İBB ile de ortak çalışmalar yürüteceklerini belirten Başkan Özer,
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na desteklerinden dolayı teşekkür ederek sözlerini
şöyle sürdürdü: “İBB’de Ekrem İmamoğlu gibi vizyoner, kapsayıcı bir
lider var. Bize de çok sıcak bakıyor. Dolayısıyla sayın İmamoğlu’nun da bizimle
uyum içerisinde çalışması Esenyurt’a hizmet olarak akacak. Örneğin metro,
Mahmutbey Esenyurt hattı var. Bu hattın hızlandırılması için elimizden geleni
yapacağız. Hız-ray projesi var. Tüyap fuar alanında başlayan Esenyurt
cumhuriyet Meydanı’ndan geçen, Başakşehir üzerinden 50 dakikada Sabiha Gökçen’e
giden bir proje. Özelde Esenyurt’un genelde de İstanbul’un trafiğini
rahatlatacak bir proje. Mesela ‘Park Et Devam Et’ projelerimiz var. Aracını cep
otogarlarına park ederek metrobüs terminallerimizle devam edecek.”
24.4.2024